3. GİRİŞ
Üniversiteli olmak, yepyeni bir yaşama
başlamak demektir. Bu yeni yaşam, yeni bir
sosyal ve fiziki çevre, yeni özgürlükleri ve yeni
deneyimleri de beraberinde getirir. Diğer
yandan, üniversite öğrencisi, çok daha fazla ve
ciddi sorumluluklar alarak, ileride sahip olacağı
mesleğe ilişkin temel bilgileri öğrenmek gibi
işleri de başarmak zorundadır. İşte sizler de, bir
yandan yeni yaşamın getirdiği sosyal
olanaklardan yararlanmak istemekte, diğer
yandan da bu ciddi görevleri başarmak için çaba
göstermektesiniz.
Bu dönemde kazanacağınız bilgi ve deneyimler,
geleceğinizi de büyük ölçüde etkileyecektir.
4. BU KADAR YOĞUN VE YOĞUN
OLDUĞU KADAR DA ÖNEMLİ OLAN
YILLARDA HEM SOSYAL HEM DE
AKADEMİK ALANLARDA BAŞARILI
OLMAK, ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZAMANINIZI
NE KADAR İYİ KULLANDIĞINIZA
BAĞLIDIR.
Zamanı planlamak ve etkili biçimde
kullanmak aynı zamanda da yeni bir
alışkanlık edinmek ve değişmek anlamına
gelmekte ve böyle değişimler çok kolay
gerçekleşmemektedir.
5. ZAMAN KAVRAMI
Zaman sahip olduğumuz en önemli hazinedir. ZAMAN;
Çok değerli bir sermayedir.
Satın alınamaz.
Mutlak kardır.
Saklanamaz ve depolanamaz.
Çoğaltılamaz.
Kesinlikle bir daha gelmemek üzere akıp gider.
Telafisi mümkün değildir.
6. ALIŞKANLIKLARIMIZ
Çocukluk yıllarımızdan itibaren aile içinde ve sosyal
çevremizde yaşadıklarımız, gördüklerimiz ve bize
öğretilenler bize genel bir yaşam tarzı sunar. Bu yaşam
tarzının en önemli parçası da alışkanlıklarımızdır.
Alışkanlıklarımızın bazıları yaşamımızı kolaylaştırırken
bazıları da önümüzde büyük bir engel olarak durur. Peki
yaşamdaki etkiliğimizi azaltan, bize sıkıntı veren bu
alışkanlıklardan neden bir türlü vazgeçemiyoruz? Çünkü
her alışkanlık bırakma durumu, onun yerini alacak yeni bir
alışkanlığın kazanımını gerektirir. Yeni bir alışkanlık
kazanmak da değişim demektir. İşte bu noktada hepimiz
için geçerli olan bir gerçek devreye girer:
"DEĞİŞİM OLUMLU YÖNDE DE OLSA İNSANA KAYGI
VERİR FAKAT BUNA RAĞMEN DEĞİŞİM İÇİN ÇABA
GÖSTERMEK ÇOK ÖNEMLİDİR"
7. ZAMAN YÖNETİMİ NEDİR VE NEDEN
GEREKLİDİR?
Zaman yönetimi zamanımızın, amaçlarımızı,
sorumluluklarımızı, zevklerimizi ve sosyal
yaşamımızın içerdiği etkinliklerimizi bir arada
yürütebilecek bir biçimde planlanması anlamına
gelmektedir. Hepimiz toplum içinde yaşıyoruz.
Geleceğimize yön verebilmek ve yaşamda başarılı
olabilmek için hedefler belirliyoruz, bu doğrultuda
çeşitli sorumluluklar alıyoruz. Yapmamız gereken
görevlerimiz var. Yakınlarımıza, arkadaşlarımıza
zaman ayırmak ve hoşlandığımız işleri yapmak,
hobilerimizle ilgilenmek gibi gereksinimlerimiz de
var. Ancak yine hemen hepimiz bu işler için bir
türlü vakit bulamamaktan yakınıyoruz. Gerçekten
de bütün bunlar için zamanımız yok mu?
8. BİR GÜNÜ/HAFTAYI NASIL
GEÇİRİYORUZ
1)Zorunlu işler;Uyku,yemek,özbakım,ulaşım
vb…;12/90 saat
2)Okul;Ders saatleri,ders çalışma saatleri;8/50
saat
3)Kişisel gelişim,sosyal faaliyetler vb…;4/28 saat
Yukarıdakiler, bizlerin zamanımızı
harcadığımız faaliyetlerdir.ortalama olarak
harcanan zamanlara bakılırsa;hepimizin
işlerimizi yapmaya yeterli zamanı olabilir
9. Peki neden bir türlü hiçbir işimiz yetişmiyor ve
karmaşa yaşıyoruz? Bu sorunun yanıtı şüphesiz
"zamanımızı iyi planlayamadığımız için"
olacaktır.
Zamanı doğru biçimde planlamayı öğrenmek,
yaşamımızda yapmak istediğimiz tüm işlere
zaman ayırabilmek ve stresten mümkün
olduğunca uzak yaşayabilmek için gerekli bir
adımdır.
Hepimiz, özellikle de belirli dönemlerde
(üniversiteye hazırlık, finaller vb..) zamanımızı
planlama konusunda çaba göstermişizdir. Ancak
çoğu kez bu çabalar boşa çıkar. Peki bu neden
böyle oluyor? Bizi zamanımızı planlayabilmekten
alıkoyan nedenler nelerdir?
10. ERTELEMECİLİK VE ZAMAN
YÖNETİMİ
Ertelemecilik Nedir?
Ertelemek tamamlanması gereken bir işi
yapmaktan kaçınmaktır. Özellikle
öğrencilerin okulla ilgili görevlerinden sürekli
olarak kaçınmalarına “ertelemecilik” denir.
Psikolog William Knaus, üniversite
öğrencilerinin % 90'ının dersleri ertelediğini,
bunlardan % 25'inin kronik ertelemeci
olduğunu ve genellikle daha sonra okulu
bıraktıklarını öne sürmüştür.
11. Ertelemecilik yetersizlik, huzursuzluk,
suçluluk, kendinden şüphe gibi duygulara,
depresyona yol açar ve çoğu zaman
olumsuz sonuçlar getirir. Örneğin,
öğrencilerin akademik ve kişisel başarısı
düşer.
Erteleme, milyonlarca kıyafete bürünerek
kendini maskeler. Okumaların başına
geçilmez, kitabın kapağı açılmaz yada
aralanıp kapatılır, ödevler son ana bırakılır,
sınava apar topar bir gece önce hazırlanılır,
dersler giderek birikir. Şunlar size tanıdık
geliyor mu?
12. -Bir gün daha, çok fark etmez. Yarına
kadar bunu bırakayım.
-Birkaç dakika geç kalsam bir şey olmaz;
kimse zamanında gelmeyecek.
-En iyi, baskı altındayken çalışırım.
-15 dakika daha televizyon seyredeyim.
-Canım hiç çalışmak istemiyor!
-Zaten çalışmaya başlasam da
yetişmeyecek.
-Nereden başlayacağımı bilmiyorum!
Vb….
13. Neden Erteleriz?
Başarısız zaman yönetimi; Erteleme
zamanı akıllıca kullanmamaktır.
Önceliklerinizden, hedeflerinizden ve
amaçlarınızdan emin olmayabilirsiniz.
Konudan bunalmış da olabilirsiniz.
Sonuçta, ödevlerinizi ileri bir tarihe
atarsınız ya da zamanınızın büyük bir
bölümünü arkadaşlarınız ve sosyal
etkinliklerle geçirirsiniz. Bu durumda onları
tamamlayacağınıza gelen sınavlar, sınıf
projeleri ve ödevler hakkında kaygı
duyarsınız.
14. Dikkat toplama sorunu; Çalışma
masasına oturduğunuzda kendinizi hayal
kurar, boşluğa bakar yada arkadaşlarınızın
resimlerine dalmış bir halde bulursunuz.
Çevreniz rahatsız edici ve gürültülüdür.
Kalemler, silgiler, sözlük gibi gereçler için
oraya buraya koşturursunuz. Masanız
düzensiz ve dağınıktır ve bazen çalışmak
yada ödevleri yapmak için yatağa
uzanırsınız. Yukarıda az önce okuduğunuz
bütün örneklerin zaman kaybettirici ve sinir
bozucu olduğunu da büyük ölçüde
bilirsiniz.
15. Korku ve kaygı; Konudan bunalmış ve
zayıf not almaktan korkuyor olabilirsiniz.
Sonuçta, onları tamamlamak yerine,
sınavlar, ödevler ve projeler hakkında
huzursuzluk ve kaygı duyarak büyük zaman
harcarsınız.
Olumsuz inançlar; “Hiçbir şeyde başarılı
olamam” ve “Bu işi başarmak için gerekli
yeteneklere sahip değilim” gibi inançlar
işinizi yapmanızı durdurabilir.
16. Kişisel sorunlar; Örneğin, parasal
zorluklar, kız yada erkek arkadaşınızla,
ailenizle olan sorunlar öne geçebilir. Onlarla
uğraşıp yapmanız gereken dersleri sonraki
tarihlere bırakabilirsiniz.
Konuyu sıkıcı bulmak; Çalışmanız
gereken konu size ilginç gelmeyebilir. O
zaman ondan son dakikaya kadar
kaçınmaya çalışırsınız
17. Gerçekçi olmayan beklentiler ve
mükemmeliyetçilik; Ödevinizi
yapmadan önce konuyla ilgili bütün
yazılı bilgiyi okumaya “zorunlu”
olduğunuza inanabilirsiniz.
Yapabileceğinizin en iyisini yapmamış
olduğunuzu düşünebilirsiniz, yani
yaptığınız ödev teslim edilecek kadar iyi
bir ödev değildir
18. Başarısızlık korkusu; “A” almazsanız
başarısız olduğunuzu düşünebilir
yada bir sınavdan zayıf not alırsanız,
yalnızca bir sınavda başarısız olmuş
normal bir insan yerine, kendinizi insan
olarak başarısız birisi görürsünüz.
19. Ertelemecilik ile Nasıl Baş Edebiliriz?
• Korku ve kaygı, dikkat toplama
bozuklukları, kötü zaman yönetimi,
kararsızlık ve mükemmeliyetçilik gibi size
zarar veren sorunları tanıyın.
• Kendi hedeflerinizi, güçlü ve zayıf
yanlarınızı, değerlerinizi ve önceliklerinizi
belirleyin.
• Sahip olduğunuzu sandığınız değerlerle
hareketlerinizi karşılaştırın. Değerleriniz
hareketlerinizle uyumlu mu?
20. • Kendinizi çalışmaya teşvik edin. Kaybetmeyi
değil kazanmayı düşünün.
• Gerçekçi hedefler koyun. Hedefleriniz
ulaşabileceğiniz düzeyde olsun, daha sonra
onları aşamalı olarak yükseltebilirsiniz.
• Zamanı akıllı kullanmak için kendinizi
disipline sokun. Aşağıda bu konuyla ilgili
ayrıntılı bilgi bulacaksınız.
21. Zaman Nasıl Yönetilir?
“Zaman yönetimi diye bir şey yoktur!”
diye düşünüyorsanız, yazının geri
kalanını okuyun çünkü buradaki “kendi
kendini yönetme” kavramı, zamanı size
bir düşman değil, dost yapan bir
anahtardır.
22. • Bir gününüzde yalnızca 24 saat var, herkesin
olduğu gibi. Neden kendinizi boşuna didinmiş,
sinirli, işinizde geri kalmış ve yaşama isteğini
yitirmiş biri gibi hissediyorsunuz? Belki de bu 24
saat avantajını kullanmayı bilmiyorsunuz.
• Zamanı akıllıca kullanmak sizin için sorunsa,
büyük olasılıkla bu zamanın nereye gittiği
hakkında iyi bir fikriniz de yok. Zaman öylece akıp
gider. O halde ilk olarak; zamanınızı nasıl
kullandığınızı gözden geçirmelisiniz. Haftalık bir
program alın ve sabah kalkma saatinizi nasıl
kullandığınızı bir hafta izleyin. Sonuçlar sizi
şaşırtabilir.
23. • Bir sonraki adım, bu haftalık programlardan
birkaç tane daha alıp biraz planlama
yapmak. Keşfedeceksiniz ki, eğer günde 7
saat uyku uyursanız, yapacağınız işler için
geriye haftada 119 saat kalır. Bunlar
derslere gitmeyi, yemek, spor ve sosyal
etkinlikleri, kişisel temizliği, çalışmayı,
yolculuk yaparken geçen zamanı, öğrenci
etkinliklerini, telefon ve televizyona ayrılan
zamanı içerir. Bunların hepsini 119
saatinize dahil ettiğinizden emin olun.
Sonra bu haftalık programa uymaya
çalışın. Bu, size önceliklerinizin nerede
olduğu hakkında iyi bir fikir verecektir.
24. • Beyniniz en iyi, yeterli oksijen aldığı
zaman çalışır. Bir konuya sıkı çalışırken
dikkatiniz yoğunlaşır ve bu durum
kuvvetten düştüğünüzü hissetmenize
kadar sürer. Uzun süreler yerine kısa
zaman aralıklarıyla çalışın. Sonra bir ara!
Örneğin, 2-3 saatlik uzun çalışmalar
yerine, genelde 45-60 dakikaya çalışmak
ve 15 dakika dinlenmek uygundur. Ancak
kendinize dikkat edin, 15 dakikadan
fazlası ara vermekten öte bir şeydir!
25. • Küçük gruplar halinde çalışmaya özen
gösterin. Geniş ödevleri küçük konulara
bölün. Bir hatırlatma çizelgesi ve tarama
listesi oluşturun. Bir konuyu tamamladıktan
sonra kendinizi ödüllendirin
• İşinizi bitirmeye çalışırken telefondan uzak
durun. Eğer gerçekten önemliyse sizi
yeniden arayacaklardır.
• Her haftanın başında, takviminizden önemli
notları haftalık programınıza ekleyin. Bu,
sizi işinizden alıkoyacak şeylerden uzak
tutar.
26. • Önceliklerinizi belirledikten sonra
HAYIR demeyi öğrenin. Bir daveti geri
çevirmek, bir daha hiçbir yere davet
edilmeyeceğiniz anlamına gelmez.
Sonuçları tartın. Bilinçli karar vererek
arkadaşlarınızdan daha çok saygı
görürsünüz, ama sürekli eğlencelere
gitmek bu saygıyı sürdürmek anlamına
da gelmemektedir.
27. • Haftalık programınızda düzenleme yapmanıza
yardım edecek aylık bir takvim kullanın. Her hafta
başı, önemli tarihleri programınıza not almak için
takviminizle bir saat vakit geçirin. Ders programını
dersinizin hocasından aldığınızda, takviminize
sınav ve proje tarihlerini girin. Sonra bunlara
çalışmak için gereken zamanı öngörün. Eğer tarih
projeniz sekizinci hafta verilecekse ve eğer projeyi
yapmak dört haftanızı alacaksa, ikinci haftadan
itibaren çalışmaya başlayın. Bu, size projeyi
yazmak için fazladan bir hafta zaman
kazandıracaktır. Bu programa bağlı kalırsanız
projeyi yedinci haftada bitirmiş olacaksınız.
28. • Böyle geriye doğru sayarak, zamanınızı ne
kadar iyi kullandığınıza ve baskı altında
değilken notlarınızın ne kadar yükseldiğine
şaşıracaksınız. Ayrıca kendinize karşı
dürüst davranarak ve bütün önceliklerinizi
hesaba katarak, sinemaya, konsere ya da
futbol maçına gidebilecek ve suçluluk
hissetmeyeceksiniz.
29. • Çevrenizi yenileyin. Sesi ve gürültüyü yok
edin yada en aza indirin. Yeterli ışığın
olduğundan emin olun. Gerekli malzemeyi
elde bulundurun. Araç gereçleri almak için
gidip gelmeyin. Çalışırken çok rahat
olmayın. Bir masa ve düz sırtlı bir sandalye
çoğu zaman en iyisidir ve yatak ders
çalışılacak yer değildir. Düzenli olun!
Masanızı düzeltmek için bir kaç dakikanızı
verin. Bu, hayal kurmanızı azaltabilir.
30. • Bu tür öneriler, bir takvimle köleliğe yol
açmaz. Size korkunç gelebilir, özellikle de
etkili bir zaman yöneticisi değilseniz!
Ancak bu daha büyük bir özgürlük ve
başarı hissi yaşatır çünkü denetimde siz
varsınızdır. Bu önerilere uyarak, daha
mutlu, daha doyumlu, daha üretken
olacaksınız.
Deneyin, bunu seveceksiniz!
31. ZAMANI PLANLAMANIN KAZANDIRDIĞI
AVANTAJLAR
Mesleki ve özel hedeflere daha sağlam ve
çabuk ulaşma.
Gerçekten önemli işlerimiz ve hedeflerimiz
için zaman kazanma.
Daha az telaş ve stres, günlük iş akışına
sağlıklı bakma.
Unutmayalım ki en önemli planlama prensibi
yazılı faaliyetlerdir.
Yalnız akılda kalan planın ana hatları ve hatta
tamamı unutulabilir.
Yazılı planlar zihnin yükünü hafifletir.
32. Yazılı bir plan kişinin işe karşı olan
motivasyonunu yükseltir. Onu işinde daha
etkin kılar.
Yazılı plan sayesinde, belirlenen hedeflerde
daha az sapmalar olur.
Konsantrasyon artar, güç görünen işler
zamanında biter.
Gün bitiminde halledilmemiş işler
gözümüzden kaçmaz, kontrol kolaylaşır.
Yapacağınız günlük planlar sayesinde başarı
artar, önemli işlerinizi engelleyen gereksiz
işleri ikinci plana atabilirsiniz.
Yazılı yapılan günlük planlarınız, önce veya
sonra yapılan yada bitmemiş işlerinizi takip
etmenizi kolaylaştırır, gerekli tedbirleri
almanızı sağlar.